Edirne'nin çok güzel mesire yerleri vardır. Bunların başında
Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı Sarayiçi gelir. Sarayiçi, Tunca
nehrinin iki kolu arasında, ağaçlarla ve zümrüt gibi çayırlarla
kaplı ufak bir adacıktır. Sarayiçi'nde Bizans çağında sık
ağaçlardan oluşan bir ormanın bulunduğu ve Bizans prenslerinin
avlanmak için buraya geldikleri bilinir. Sarayiçi Osmanlı
döneminde de bu özelliğini korumuştur.
Öte yandan Edirne-Karaağaç Yolu üzerindeki ve Meriç Nehri boyunca uzanan ağaçlık Söğütlük mesiresi de çevrenin en güzel dinlenme yerlerinden biridir. Bu bakımdan içme suyuyla ünlü Karaağaç'ı da saymak gerekir.
Edirne'ye 18 km. uzaklıktaki ve Türkiye'nin Bulgaristan üzerinden Avrupa'ya açılan karayolu kapısını oluşturan Kapıkule ile Edirne' den 7 km. ötede Türk-Yunan sınır kapısı bulunan Pazarkule de kentin gezilip görülecek yerleri arasındadır.
Edirne, hem E-5 Karayolu üzerinde olması, hem Kırkpınar gibi bir Şenliğin merkezi olması, tarihi ve turistik açıdan Osmanlı başkentliği yapmış bir şehir olarak sahip olduğu tarihi eserler açısından, hem de mesire yerleriyle önemli bir turizm merkezidir. E-5 karayolu üzerinde ve mesire yerlerindeki otel, motel ve restoranlar da bu potansiyele olumlu katkıda bulunmaktadır. Kentte, işletme belgeli Kervan Otel, Sultan Otel, Kervansaray Otel, Park Otel, Balta Oteli, Taşhan ve Fifi Motel Kampta toplam oda sayısı 235, yatak sayısı 450'dir. Kente yıl boyunca işçi ve yabancı turist olarak gelen turist sayısı 1,5 milyon dolayındadır. Bir çoğu transit geçiş yapmakla birlikte konaklama isteyenler kentteki tesislerde bu ihtiyaçlarını giderebilmektedir.
Edirne Tarihi ve Kültürü, hakkında ciltlerce yayın yapılabilecek kadar geniş kapsamlı bir konudur. Kentimizi tanıtan basılı pek çok yayın olmakla birlikte, elektronik ortamda bu tür bir belgenin eksikliğini gören Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı, bu çalışmayı yaparak, İlimizin tanıtımına küçük de olsa bir katkıda bulunmayı amaçlamıştır.
Bu siteyi oluştururken, Edirne'yi bugünü yaşadığımız bir yer olduğu kadar, geçmişimizi, eski nesillerimizi de kopması mümkün olmayan bir göbekbağıyla hissettiğimiz; canlı bir müze gibi düşündük. Bu durum, özellikle Edirne için, İstanbul ve Bursa'dan çok daha fazla geçerlidir. Güzel Edirnemiz bir metropol değildir, sanayileşme ve göç gibi nedenlerle kalabalıklaşıp büyük bir köy haline gelmemiş, tarihini ve kültürünü, düzensiz yapılaşma ve insan kalabalıklarıyla boğmamış, geçmişini günümüzde de yaşatabilecek kadar bakirliğini korumuştur. Bu yönüyle de; Osmanlı Atalarımızdan kalan en etkileyici şehir olarak kalbimizde yer etmiştir. Edirne; bir anlamda yaşayan Osmanlı'dır.
Bu çalışmanın Edirnemizi farklı ve güzel yönleriyle tanımanızda biraz olsun yardımcı olması dileğiyle...
© 2006 Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı - Kaynağı belirtilmek suretiyle tüm içeriğimiz serbestçe kullanılabilir.
Web Sitemizde ya da baskıya hazır belgede gözlemlediğiniz eksik, hatalı veya imla açısından sorunlu noktaları, düzeltme taleplerinizi, görüş ve önerilerinizi Webmaster e-posta adresine gönderebilirsiniz.